23 Aralık 2008 Salı

Kayserili Tebayamız


Kayserili

Tebayamız


Padişahlık Döneminde döneminde Erzurum korkunç bir sel felaketine ugrar. Sadrazam padişahın huzuruna çıkar ve olayı haber verir.

-"Allah sizi korusun hünkarim bir aci haber verecegim. Erzurum siddetli bir sel felaketine ugradı, Çok zarar gördü, çok tebanız ve hayvan telef."

Padişah söyle konusur:

-"Cenab-i Hak Kayserili kullarımı bu gibi felaketlerden korusun."

Aradan bir süre geçtikten sonra acı bir haberi daha padisaha verirler:

-"Devletlüm bugün Basra Şehri yangınla cenk verdi. Yarısı yandı, zarar çok fazla."

Padişah yine üzgün bir tavırla;

-"Basralı kullarımın kederi canı gönülden hissiyatımda yer etmiştir. Allah Kayserili kullarımı bu gibi felaketlerden korusun."

Her felaket haberinden sonra padişahın Kayserili kullarını koruması veziri-azami hayrete düsürür, sonunda dayanamaz ve sorar. Hünkar, vezirine su açıklamayı yapar:

-"Erzurum sel felaketine uğrayabilir ama bunun etkisi geçince halk yerli yerine döner, eski hayatını yasamaya başlar. Her vilayet için aynı şeyi düşünebiliriz ama Allah göstermesin Kayseri’de bir felaket ortaya çıkarsa Kayserililer yurda dağılır ve tüm halkın işlerini ellerinden alırlar. İşte asıl felaket o zaman olur," der.


Hiç yorum yok: