31 Aralık 2008 Çarşamba

Avcı Temel



Avcı Temel

Temel ava çıkmış. 3-5 saat gezinmiş av bulamamış. Dönmeye karar vermiş.
Dönerken Yol üzerinde ufak bir delik görmüş deliğe tüfeği sokmuş ateş edip elini deliğe atmış. içinden çıkan fareyi çuvala atmış.
Yola devam ederken daha büyük bir delik tüfeğin namlusunu içeri sokmuş : Baam elini deliğe atmış içinden çıkan tavşanı çuvala atmış.
Yola devam daha büyük bir delik. Tüfeği dayamış baam... Bir tilki hemen çuvala...

Ertesi gün Trabzon gazetelerinde bir haber;
"Dün feci bir tren kazası sonucu bir vatandaşımız trenin altında parçalanarak feci şekilde can vermiştir. Kazazedenin trenin altında kalmadan trene bir el ateş ettiği sanılıyor..."

30 Aralık 2008 Salı

Diyarbakırlı ve Urfalı Şoförler




Diyarbakırlı ve Urfalı Şoförler


Günün birinde bütün radyolarda sürekli aynı haber:
-"Dünyamızı uzaylılar ziyaret edebilir. Özellikle NASA'nın hesaplarına Türkiye'ye iniş yapmaları muhtemeldir. Karşılaştığınız zaman dostca davranın savaş çıkmasın! Görüntüleri sizi şaşırtmasın bu uzaylı yaratıklar, kıçtan baçaklı ve nerdeyse bacakları gövdelerine bitişik, başları öne doğru eğimli, 60-70 cm boyunda varlıklardır!"

O saatlarde kamyon şoförünün biri ıssız bir yolun kenarında mola vermiş. Çalıların arasına Zıçmaya gidiyomuş. Tam işini yapacakken çalıların arasından, garip bi ses yükselmiş çalılar sallanmaya başlamış. Adam bir an paniklemiş sonra haberde duydukları aklına gelmiş. Tamda tarif edildiği gibi abacakları gövdeye yapışık, 55 cm boylarında birşeymiş gördüğü, kafasıda gerçekten öne doğru eğit bir duruşu varmış. Kendini toparladıktan sonra şöyle demiş:
-"Diyarbakırlıyem kamyon şoförüyem sizle tanışmak istirem."

Çalıların arasından hiç bi cevap gelmemiş... Adam yine dosthane tavırlarla,
-"Diyarbakırlıyem kamyon şoförüyem sizle tanışmak istirem."diye seslensede yine ses gelmeyince,

-"Diyarbakırlıyem kamyon şoförüyem sizle tanışmak istirem." demiş.

Sonra çalıların arasından bir adam çıkmış...
-"Urfalıyem tır şoförüyem zıçirem!"


29 Aralık 2008 Pazartesi

Karadenizli Yılan


Karadenizli Yılan


İki Karadenizli Laz yılan, Karadenizin sık Ormanlarında sürünüyorlarmış. Biri diğerine sormuş :

- "Ula piz zehirlu yılanmiyuzdur da?" Diğeri şaşkın sormuş,

-"Haçan nerden çiktü pu şimdu?"

- "Az önce dilimu isirdumda..!"

28 Aralık 2008 Pazar

Beydağı Tepesi


Beydağı

Tepesi


İki Baskilli Malatyalı olmak ister. Akıllı biri bunlara:

-“Şu Beydağ’ına çıkın. Yüksek bir kaya üzerinde 3 kere zıplayarak ve her zıplayışta yüksek bir sesle 'Ben artık Malatyalıyım' diye bağırın” diye yol gösterir.
İki Baskilli Beydağ’ına doğru yola çıkarlar. Bir süre sonra dik bir kayayla karşılaşırlar. Üzerine çıkıp zıplamak ve bağırmak isterler ama çıkamazlar. Biri,
-“Omzuna çıkayım ve ben kayaya çıktıktan sonra seni çekerim.” der. Diğeri kabul eder ve birinci Baskilli kayaya çıkar çıkmaz 3 kez zıplar ve her seferinde "Ben Malatyalı oldum" diye bağırır.
İkinci Baskilli,
-“Hadi beni çek ki bende geleyim” dese de artık kaya üzerindeki Baskilli değil Malayalı olduğu için duymazlıktan gelir. İkinci Baskilli kendi çabaları ile tam çıkma üzere iken Çakma Malatyalının kıskançlığı kabarırı ve çıkmaya çalışan Baskillinin ellerine ayağıyla vurarak,
- “Haydi oradan pis Baskilli..!” der ve kayaya çıkartmaz.


Not: Bir rivayete göre ikinci Baskilli de kayaya çıkabilseydi Malatya’nın nüfusu şimdi iki katına çıkmış olacaktı.

27 Aralık 2008 Cumartesi

Kırşehirli Sözünün Eri


Kırşehirli Sözünün Eri


Hergün içki içen bir Kırşehirli'ye yakınları, arkadaşları içkiyi bırakması için sürekli baskı yapar. Sonunda bu baskı ve gönül koymalardan bunalan Kırşehirli,

-"Bir daha Kırşehir topraklarında içki içmeyeceğim. And olsun!" diye yemin eder.
Kırşehirli yeminine sadık kalmak için zaman zaman Kırşehir il sınırları dışına çıkıp içki içer. Ancak bu gidiş - gelişler zor olmaktadır. Hem yemininden dönmemek hem de içki içebilmek için sonunda kesin bir çözüm bulur. Bulduğu çözümle artık evinin bahcesinde zıkkımlanabilyordur. Kırşehirli'yi bahçede içki içerken gören ve yeminin bilen bir dostu;

-"Oldu mu yaren? Bide and verdin. Kırşehir toprağında içki içmeyecektin hani!"

-"Yaren Nevşehir'den bir kamyon toprak getirdim. Bu içtiğim yer Nevşehir toprağıdır. Sözmden dönmedim ben...!"


26 Aralık 2008 Cuma

Karsça

Kars - Akkaya Tren İstasyonu


Karsça


Bir Amerikalı Türkçeyi ana dili gibi öğrenmek üzere Türkiye'ye gelir uzun bir süreden sonra ihtisasını tamamladığına kanaat getirerek dönüş hazırlıklarına başlar o sırada bir arkadaşı,

-"Sen henüz türkçeyi tam bilmiyorsun!" der,

-"Neden?"

-"Bir ilimiz var. İsmi 'KARS' orada öğreneceğin daha çok şeyler olduğuna inanıyorum!"

Amerikalı bu öneri üzerine Kars!a gitmeye karar verir. Birkaç ay Kars'ta kaldıktan sonra kendinden emin olarak biletini alır ve tren istasyonuna giderek beklemeye başlar o sıralarda Kars - Akyaka arası *marşandiz çalışıyor. Vatandaşın birisi marşandiz'e bilet almış ne ama yazıkki treni kaçırmı olacak ki, heyecanla istasyona giriyor ve görevliye sesleniyor;

-"Eğe eğe marşandiz harda gettimi?" Görevli gayet sakin cevap veriyor,

-"Tey lolooooo" (çoktaan gitii)
Bu cevap üzerine olayı izleyen Amerikalı şaşkına dönüyor ve Türkçeyi tam öğrenmek için 1 yıl daha Kars'ta kalıyor!


*Marşandis; Yük treni

25 Aralık 2008 Perşembe

Yabancı Dil


Yabancı

Dil

Öğrenmek


Temel ile Dursun Sümene Manastırını gezmeye gelmiş ve şehir turu atan turist kafilesinden birkaç kişiyle Trabzon sahil boyunda gezinirken karşılaşmışlar,
Bir turist gelip kendilerine bir adres sorar;

-"Where is city central park? (Şehir Merkez park/meydanı nerde?)"
Temel ile Dursun hiçbirşey anlamaz. Turist bu sefer İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca bilip bilmediklerini ellerindeki her dilden broşurleri göztererek, sorar fakat bizimkiler anlamaz...

Temel bu duruma üzülüp, hayıflanarak,

-"Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti!!!", der.

Bunun üzerine Dursun:

-"Ula neye yarayacakki bak adam bisürü dil biliyor yine derdini anlatamiyo!!!"


24 Aralık 2008 Çarşamba

Akçadağlı Görürsen


Akçadağlı Görürsen

Malatya Sokaklarında dolaşan, çöğlükte yaşayan sahipsiz dişi köpek yeni palazlanmaya başlayan yavrularını etrafına toplamış. Onlara hayatta kalmaları, yaşamaları için gerekli kuralları öğretmenin zamanının geldiğinidüşünmüş. Etrafına topladığı eniklerine ilk dersini vermiş,

-"Bakın insanlar sizi gönce eğer yere eğilirse hemen kaçın ya da pusun! Akçadağlıysa başka!!!" Eniklerden biri sormuş,

-"Neden peki?"

-"Çünkü insanlar yere eğilince taş alıp, size atacak demektir. bu taş sizin canınızı yakar, sakat bırakabilir" bir diğer yavru,

-"Neden 'Akçadağlıysa başka' onları nasıl bilecez? ne apacaz?"

-"Yavrum insanlar eğilince yerden taş alacaktır. Kaçın yada pusun ama Akçadağlılar başka! Onlar taşı cebinde taşır. O yüzden sizi görünce elini cebine atanlar bilin ki Akçadağlıdır. ve sakın pusmayın hemen kaçın!"



23 Aralık 2008 Salı

Kayserili Tebayamız


Kayserili

Tebayamız


Padişahlık Döneminde döneminde Erzurum korkunç bir sel felaketine ugrar. Sadrazam padişahın huzuruna çıkar ve olayı haber verir.

-"Allah sizi korusun hünkarim bir aci haber verecegim. Erzurum siddetli bir sel felaketine ugradı, Çok zarar gördü, çok tebanız ve hayvan telef."

Padişah söyle konusur:

-"Cenab-i Hak Kayserili kullarımı bu gibi felaketlerden korusun."

Aradan bir süre geçtikten sonra acı bir haberi daha padisaha verirler:

-"Devletlüm bugün Basra Şehri yangınla cenk verdi. Yarısı yandı, zarar çok fazla."

Padişah yine üzgün bir tavırla;

-"Basralı kullarımın kederi canı gönülden hissiyatımda yer etmiştir. Allah Kayserili kullarımı bu gibi felaketlerden korusun."

Her felaket haberinden sonra padişahın Kayserili kullarını koruması veziri-azami hayrete düsürür, sonunda dayanamaz ve sorar. Hünkar, vezirine su açıklamayı yapar:

-"Erzurum sel felaketine uğrayabilir ama bunun etkisi geçince halk yerli yerine döner, eski hayatını yasamaya başlar. Her vilayet için aynı şeyi düşünebiliriz ama Allah göstermesin Kayseri’de bir felaket ortaya çıkarsa Kayserililer yurda dağılır ve tüm halkın işlerini ellerinden alırlar. İşte asıl felaket o zaman olur," der.


22 Aralık 2008 Pazartesi

Urfalının Duası


U
r
f
a
l
ı
n
ı
n

Duası


Urfalı Hüso fakirlikten ve garibanlıktan bezmiş. Yüksek bir tepeye çıkmış. Ellerini açıp, Rabbine dua etmeye başlamış,

-"Allah'ım biye para ver. Ev alam, tomofil alam, veletlere, kariya gözel fistan alam."

Tam o anda yer sallanmaya başlamış. Urfalı paldır küldür yere kapaklanmış. Ayağa kalkıncada ellerini çaresiz göğe kaldırıp,

-"Ey Allah'ım vermiysen vermiysen de niye kizisen. Hele kizisen kizisende niye bene itiysen..."

21 Aralık 2008 Pazar

Boksör Temel


Boksör Temel


Boksör Temel iri yapılı, kaslı, atletik rakibi ile maç yapar.

1.raunt;
Rakibi Temeli epey bi haşlar. 1. raunt sonunda Temel köşesine gider. Antrönörü Dursun moral vermek için Temel'e,

-"Sen adamı hem yoruyor hem dövüyorsun böyle devam et" der.

2.ve3. raunt;
Aynı şeyler olur.4. rauntta kaşı ve gözü patlamış temel raunt sonunda güç bela köşesine gider. Dursun yine,
-"Aslanım Temel adamı parçaladın!" der. Temel güç bir şekilde Dursuna bakarak,
-"Ben mi dövüyorum?" diye sorar. Dursun,
-"Evet sen dövüyorsun!" deyince. Gözleri yediğiyumruklardan kapanmış olan Temel,
-"Öyle ise etrafa iyi bak! Başka birisi beni fena halde dövüyor!"


20 Aralık 2008 Cumartesi

Kütahyalının Konyalıdan Anladığı


Kütahyalı 'nın Konyalı 'dan Anladığı

Kütahyalı bir vatandaşımız Konya'ya gelmiş, lokantada yemek yiyor. Bakmış yanıbaşındaki masada oturan ve şivesinden Konyalı olduğu anlaşılan kişi garsona;

Garam, bana bi tirit verde yiyem» demiş.

Tirit gelmiş, bol bol ekmekli, bol soğanlı, bol sulu, nefis, mis gibi kokuyor ama az etli. Kütahyalı yan gözle bizim Konyalı'yı süzerken, Gonya'lı hemşehrimiz garsonu tekrar çağırmış;

Garam accık da yaguna ekmek veri ver» demiş.

Garson ekmeği getirmiş, Bizim Gonyalı garsonun getirdiği ekmekle, tiridin içindeki ekmek parçalarını tabaktan alıp alıp afiyetle yemiş. Kütahyalı hayran hayran seyretmiş. Gel zaman, git zaman yine O Kütahyalı vatandaş bir gün trende giderken kompartmanında tanışma faslı esnasında bir Konyalı'ya rastlamış ve arkadaşının Konyalı olduğunu da öğrenince yıllar sonra meşhur Konya seyahati aklına gelmiş ve hemen hayranlığını anlatmış. Konyalı bunun üzerine sormuş;

-"Hele neyne hayran olduydun?" Kütahyalı neye haytan olduğunu şu cümlelerle ifade etmiş;

- "Ekmeği ekmeğinen yirsiniz, adına da tirit dirsiniz!"


19 Aralık 2008 Cuma

Kayserili ve Oğlu


Kayserili

ve

Oğlu


Kayserili baba ile oğul evin bahçesinde otururken çocuk birden babasına döner ve,

-"Baba bana 5 ytl. verirmisin? Resim Öğretmeni ödev verdi. Ödev için acil malzeme almam lazım!" demiş.

Kayserili baba:
-"Neee 4 gayme mi? Napcan 3 gaymeyi oğlum? 2 gayıt neyine yetmiyo? Al şu 1 gaymeyi yarısınıda geri getir..!"

Çocuk babasına dönerek,
-"Eehehehe nasıl kandırdım ama seni..? Bana zaten 500 bin lazımdı! O kadar para vermiyeceğini biliyodum. O yüzden yüksek söyledim!"

Babası gözleri gururla parlayarak,
-"Vay bubamın torunu! Demek sahte para virmesem, bubanıda tokatlıyan hemi?"



Cenk SARIGÖL

18 Aralık 2008 Perşembe

Laz Kahvaltısı


Laz Kahvaltısı


Okula gitmek için kahvaltı masasına oturan küçük Temel annesine sorar;

-"Ana biz hepimuz 'LAZ' miyuz?" Annesi şaşırsada Temek'in sorusunu cevaplar;

-"Öyle Hepimuz LAZİZ! Bende, bubanda, emicelerinde, sende..."

-"Dedem de Laz miydu?"

-"Lazidi!"

-"Onin Bubasi?"

-"O da Lazidii Onin bubasida Lazidi! Uşağum haçen niçun sorayisin bunlari?" Yüzünü buruşturan Küçük Temel;

-"Uylede olsa, ben artık sabah kahvaltusunda 'HAMSİ" yemek istemeyrum!!!"



Cenk SARIGÖL

17 Aralık 2008 Çarşamba

Kayserili Yüzü


Kayserili Yüzü


Kayserili sabahın erken vakti traş olamak için Berbere gider. Berber,

- "Buyurun, şöyle oturun..." deyip döner koltuğa oturan Kayserili bir hareketle koltugu cevirdi, sırtı aynaya gelecek şekilde oturur. Berber şaşırır ve sorar:

- "Beyefendi, neden ters oturdunuz?" Kayserili, umarsızca yüzünü buruşturur ve şöyle der;

- "Sabah sabah Gayserili yüzü görmek istemedim!"

16 Aralık 2008 Salı

Erzurumlu Çay İster



Çay isterem, çay

Erzurumda ustalığı ve disiplini ile tanınmış, Kavaflar çarşısı esnafından rahmetli Kunduracı Yunus Usta, bir yorgunluk çayı içmek için dükkanının bitişiğindeki İki Kapılı Kahveye gitmişti Oturur oturmaz garson önüne yarım bardak çayı koyunca Yunus Usta sinirlenerek garsonu çağırdı.

-Buyur Beybaba?

-Oğlum bu nasıl çay?

-Beybaba yeni demledim.

-Oni demirem. Bah burada tiryakinin ögüne bele yarım bardah çay goydun mi ona söymüş kimi olursan, annadın mi!

-Beybaba dudak payı istemez misin?

-Ben pay may isdemirem, çay isdirem çay!

15 Aralık 2008 Pazartesi

Ciğaramı Söndürdüm


Ciğaramı Söndürdüm

Temel her gün köyden evine gidince paçaları ıslak gidiyormuş. Bir gün köylünün biri dayanamamış sormuş :
-"Ya Temel neden senin paçaların hep ıslak?" Temel akıllı ya :

-"Deniz kenarına gittiğim zaman bir sigara içiyorum sonra bu sigarayı denize atıyorum."

-"Eeee ne var buda?"

-"Ondan sonra söndüğünden emin olmak için ayağımla üstüne basıp eziyorum!!!"

14 Aralık 2008 Pazar

İstanbul da Bir Ödemişli


İstanbul da Bir Ödemişli

Askerliğini İstanbul da yapan Cevval bir Ödemişli hemşerimiz, payitaht şehrine hayran kalmış. Yıl 1950’lerdir ve Anadolu İstanbul’a akmaktadır. Bu durum becerikli, kafası çalışan taşralılar için birçok fırsat kapısı barındırmaktadır. Bu fırsatları gören Cevval Ödemişli, askerlik bitince çoluğunu çocuğunu, anasını babasını, kardeşini ablasını alıp, tutmuş İstanbul yolunu. Ödemişten çıkmadan önce ev ahalisini bir bir tembihlemiş.

-“Bakın İstanbul böyük şeher. Kibar şeher. Sosyetik şeher. Aman diyin ora varınca ‘garili, gurili’ konuşam demen!
O zaman için oldukça uzun bir yolculuktan sonra Harem Otogarında inerler. Bavullarını, çuvallarını sırtlarlar. Cevval Ödemişli önce efradı arkada daha 5-6 metre gitmişlerdir ki, bizim cevval Ödemişli sırtındaki koca sandukayla ailesine döner ve son tembihini yapar;

-“İstanbul’a vardık GAYRİ, bundan GAYRI, ‘GARİ’ dimek yok GARİİ!!!



Cenk SARIGÖL

13 Aralık 2008 Cumartesi

Ilıca Otobüsü


Erzurum - Ilıca Otobüsü


Erzurum'lu bir hanım telaşla koşarak Erzurum Belediye Otobüsünü durdurmaya uğraşıyor. Halk ıslıklıyor. Şoför acı bir frenle duruyor.Kadın,

- "Gardaş bu otubus İlice'ye gidir mi?" Şoförün canı burnunda, araba dolu, zor durmuş, kızgınlıkla

- "Heyir baci, getmez!" Kadın:

- "Vış! eleyse niye durdun!"

12 Aralık 2008 Cuma

Trabzonda At Yarışı






T r a b z o n d a A t Y a r ı ş ı



At yarışına merak saran Temel bir şehir gün hipordroma gider. Yalnız önünde delicesine bir o yana bir bu yana koşan atlara akıl erdiremez ve dayanamayarak yanındakine sorar.



-"Haçen uşağum bu atlar ne deli gibi koşup duruyi?" Adam da :



-"Birinci olana ikramiye var da ondan" der. Temel de ona,



-"Haçen madem sadece birinci olana para varda ötekiler niye koşup duruyor da?"



11 Aralık 2008 Perşembe

Bayburtta İlk Trafik Lambası

B a y b u r t Ş e h i r M e r k e z i G ö r ü n ü m ü / F o t o / R e s i m

Bayburtta İlk Trafik Işığı

Bayburt'a trafik ışıkları yeni konmuş, ışıkların altında bir polis bekliyor ve halkın ışıklara uymasını sağlamaya yani bir çeşit trafik eğitimi vermeye çalışıyormuş. O sırada, bakmış ki; bir kadın, elinde tuttuğu çocuğuyla, kırmızı yanarken karşıya geçiyor. Polis Hemen seslenmiş :

-"Hanım, hanım! Nereye?" Kadın dönüp :

-"Vıy! demiş. Sana ne? Erimden izin almışem, Eltime gidiyem"

10 Aralık 2008 Çarşamba

Urfalının Kabir Ziyareti




Urfalının Kabir Ziyareti




Urfalının Biri Mezarında Yatan Babasını Ziyaret ediyor:


-"Babo nasısan, eyimisen? Gene Fatihayı gaptın, keyfin yerinde. Oraları bilmem amma... Buraları bura olmaktan çıhmış gayri.Mezarıydan galksan,gafayı yersen.Öldüğüye sevinirsen... Sıra geceleri bitti artık. Şindi Bitliste beş minare de yok. Hasangalasında caketim de galmamış. Hem Urfa dağlarında ceylanlar da gezmiy. Herkes: 'Şak-şuka, şaka da - şuka söylüy...' Ne mırranın, ne de gayfenin dadı galdı, Gayfenin neslisi çıkmış, südü de içinde.Gaçak çay da hepden gaçak olmuş, Sallama içiyler.. Ahhh..! Şu gavur icadı televizyon yokmu? Tam üç tene eve aldım, gene de acans haber malumat dinliyemiyem. Gumasının yüzünden gocasından ayrılan böyük gız, Yaseminin penceresinden bakmazsa göremiymiş. Öbür oğlan Gurtlar Vadisi. Hele o güççüğü yokmu? Sen görmedin. Saçını hep Amerikan kesdiren, Gözü, gulağı oynuy namıssızın. Acun Firarda diy, başka bişey demiy Turizm dersine eyi geliymiş. Valla yalan, Mahsadı çıbıldak garılara baha... Torunun Şehmuzla iftihar etmelisen, Aletirik Mehendisi çıktı. İş bulamadı, galdırım mehendisiyem diy. Galdırım da yok ya, çamırlarda debeleniy, duruy... Babo bi de telefon çıkmış, minnacık. Şalvarın cebine on tene sığar şerefsizim. Telafon amma teli, meli yoğtır. Eyi bişey de çok yalan söylüy. Ben Siloyu aşağu tarlada görüyem, Aradığın gişiye ulaşılmıy diy. Ancaaa foturaf bilem çekiy vallaha..."


Eşekten Mühendis


Ege'nin bir köyünde imece yöntemiyle yol yapılıyor. Bunun için de eşekten yararlanılıyor. Eşek hangi yolu izlerse, orası genişletip araba yoluna dönüştürülüyor. Köye gelen Amerikalı Barış Gönüllüsü, ne olup bittiğini kavrayamadığı için sorar,

-"Ne yapıyorsunuz böyle?

-"Yol yapıyoruz"

-"Bu eşek ne için?"

-"O, yolun mühendisi. Yola uygun geçişi o gösterir." Barış Gönüllüsü katıla katıla güler :

-"Ya eşek bulamasaydınız?"

-"Eşek yoksa Beygir buluruz!"

-"Diyelim ki eşekte, beygirde yok, o zaman ne yapıyorsunuz?"

-"İşte o zaman Amerika'dan mühendis getirirdik!"

Tedavi Merkezi


Tedavi Merkezi


İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun evinden çıktığını gören acar gazeteci, hemen yanında biter.

-“Başkanım bir sonraki EXPO için çalışmalarınız varmı?” Kocaoğlu uzun uzun yaptıkarını anlatır. Acar muhabir ikinci sorusunu Konak Meydanı çevre düzenlemesi üzerine sorar, gene uzun uzun cevap veren Kocaoğlu iyice alışmıştır kayıt cihazına! Acar muhabirimiz kıvama geldiğini düşündüğü başkana asıl sorusunu yöneltir;

-“Sayın Başkan içme suyunda bulunan arsenik miktarını niçin İzmirlilerden sakladınız? Arseniğin zararları, KANSERe Sebebiyet verdiği konusunda uyarmadınız?” Soru hoşuna gitmeyince oradan uzaklaşmayı yeğleyen Kocaoğlu,

-“Hükümet bize çamur atıyor. Bunlar iftiradır. Kusura bakma benim şimdi acil çıkmam lazım. Bir açılışa yetişmem gerekiyor” muhabirin Aziz Kocaoğlu’nun peşini bırakmaya niyeti yoktur;

-"Başkanım programınızda göremedim. Ne açılışı bu?" Biran evvel muhabirden uzaklaşmak isteyen Kocaoğlu resmi araçına binerken cevaplar;

-"Chp’li bir belediye meclis üyemizin yaptırdığı ‘Özel Kanser Tedavi Merkezi


Cenk SARIGÖL